Arama Sonuçları

MANUEL TERAPİ “Özellikle sosyal medyada manuel terapi hakkında çok fazla bilgi kirliliği vardır. Halk arasında “kütletme, eklemi yerine oturtma” gibi tabirler dolaşır. Sosyal medyada gördüğünüz her şey gerçek değildir. Lütfen bu bilgi kirliliğine aldanmayın, sağlığınızı alet etmeyin. ” Manuel terapi, fizyoterapi ve rehabilitasyon yöntemleri arasında konservatif yöntemler grubunda yer almaktadır. Doktorlar ve fizyoterapistler tarafından herhangi bir cihaz kullanmadan, tamamen el ile uygulanan bir yöntemdir. Manuel terapi; tanı sonrası doktor ve fizyoterapist uygun gördüğü takdirde uygulanabilir. Manuel terapinin temel amacı, eklem hareketliliğini zorlaştıran ve çoğu zaman ağrıya sebep olan blokajları(kısıtlılık) ortadan kaldırmaktır. Bu aynı zamanda eklem içi dolaşımın da artmasını sağlar. Blokajların (kısıtlılık) ortadan kalkmasıyla omurga normal hareketliliğini geri kazanır. Başta diz, dirsek, kalça, el bileği gibi eklem ağrıları, bel kayması skolyoz, myofasyal problemler, tenisçi dirseği (lateral epikondilit), kas ağrıları ve spazm durumlarında uygulanır. Manuel terapinin uygulanmasının sakıncalı olduğu durumlar vardır. Bunlara; kronik hastalıklar, gebelik, nörolojik durumlar, ilaç kullanımı ve post-op erken dönem örnek verilebilir. Muhakkak hekim onayı ve ayrıntılı anamnez gereklidir. İçeriklerimiz bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Pilates metodu 1900’lü yılların başında Joseph H. Pilates tarafından geliştirilmiş olup 1.Dünya Savaşı’nda yaralıların daha hızlı iyileşebilmesi ve sağlıklı olanların yaralanmalardan korunması amacıyla kullanılmış olan egzersiz bütünüdür. 2000’li yılların başında ise Avusturalya’lı fizyoterapistlerce Pilates Enstitüsü kurularak, pilates egzersizleri kliniğe uyumlu hale getirilmiş ve oluşturulan bu yeni yönteme ‘Klinik Pilates’ adı verilmiştir. Klinik pilates, kas ve iskelet sisteminin sağlığını korumaya yönelik uygulanan rehabilitasyon sürecinin bir parçasıdır. Fizyoterapistler eşliğinde uygulanmalıdır. Mat ve Aletli Pilates olarak iki farklı yöntemle uygulanabilir. Klinik Pilates hangi alanlarda uygulanabilir? • Bel-boyun ağrıları • Postür Bozuklukları • Ortopedik Yaralanmalar • Nörolojik hastalıklara bağlı gelişen kas-iskelet sistem bozuklukları • Gebelik • Lenfödem • Geriatrik(Yaşlı) bireyler • Sporcu Kondisyonu • Obezite • Sağlıklı bireyler.. Anda Klinik Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde Australian Physiotherapy & Pilates Institute (APPI) eğitimi almış deneyimli fizyoterapistlerimizle birebir pilates seansları sunuyoruz. APPI; postüral farkındalık, omurgayı yeniden hizalama, nefes kontrolü, merkez kasların eğitimi amacıyla geliştirilen en kapsamlı klinik pilates yöntemidir. Geleneksel pilates hareketlerini fizyoterapi prensipleriyle entegre eder. Her seviyeden katılımcı yararlanabilir. Joseph Pilates, egzersizlerini şöyle tanımlamıştır: “Sadece üç derste farkı hissedecek, on derste farkı görecek ve 20 derste tamamen farklı bir vücuda sahip olacaksınız. 30 seans sonunda tamamen yenilenmiş bir vücuda, özellikle de sağlıklı, sıkı karın ve sırt kaslarına sahip olacaksınız.” İçeriklerimiz bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Fizyoterapi; kas-iskelet sistemi, dolaşım ve solunum sistemi, sinir sistemi bozukluklarında uygulanan çok yönlü rehabilitasyon yaklaşımlarıdır. Uygulanan rehabilitasyon programı ile bireyin yaşam kalitesinin artırılması amaçlanır. Anda Klinik Sağlıklı Yaşam Merkezi’mizde, • Bel-boyun ağrıları, bel fıtığı, boyun fıtığı gibi omurga problemlerinde; • Omuz yırtığı, menisküs yırtığı gibi ortopedik yaralanmalarda; • Felç, MS, Parkinson gibi beyin hasarı görülen nörolojik hastalıklarda; • Sporcu sakatlanmalarında; • İş kazaları sonrası; • Yaş almayla birlikte ortaya çıkan hareket kısıtlılıklarında; • Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde; • Sağlıklı bireylerde var olan iyilik halini sürdürmek ve yaşam kalitesini artırmak gibi , birçok farklı alanda uzman ekibimiz tarafından fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları yapılmaktadır.

Osteopati, vücudun kas-iskelet sistemleri, iç organ sistemleri, dolaşım sistemleri ve sinir sistemleri arasındaki bağlantıları bütüncül olarak inceleyen bir bilim dalıdır. Osteopatlar bu bağlantılar arasındaki bozukluğun kaynağını tespit eder ve vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını uyarır. Yani hastalığın semptomlarına değil, kaynağına odaklanır. 1870’li yıllarda Andrew Taylor Still tarafından geliştirilen Osteopati, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bilimsel bir tedavi olarak kabul edilmektedir.

Lipödem, cilt dokusunda görülen anormal yağ birikimleridir. Genellikle alt ekstremitede -ayak bileği sınırına kadar- simetrik tutulumla seyreder. Kadınlarda erkeklere oranla daha yaygın görülür. Çoğunlukla obezite ile karıştırılır. Vücudun alt yarısı üst yarısına oranla çok daha kalındır. Önce kalça ve basenlerde kalınlaşma, zamanla diz altı ve ayak bileklerine kadar izlenebilir. Üst ekstremiteler hastalığın ileri dönemlerine kadar korunma eğilimindedir. Bacaklarda dokunmayla hissedilen ağrı ve hassasiyet vardır ve dokunmayla birlikte kolaylıkla morardığı gözlenir. İleri evrelerde enfeksiyonlar, fibröz gelişimi, cilt dokusunun sertleşmesi gibi daha ağır durumlar görülebilir. (flebolenfostatik ödem) Uzun süre ayakta durmayla şikayetler artar, dinlenme ile azalır. Lipödem neden görülür? Sebebi genellikle genetik yatkınlık olarak bilinmesine rağmen; kronik hastalıklar, hormonal değişiklikler veya obezite gibi etkenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Lipödem tedavisi neler içermektedir? -Cerrahi Yöntemler -Manuel Lenf Drenajı -Kompresif Tedaviler -Egzersiz -Beslenme Lipödem ilerleyici bir hastalıktır, erken tanı tedavide büyük bir önem taşır. İçeriklerimiz bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Vücutta lenf sisteminin işleyişinin bozulması sonucu olarak proteinden zengin lenfatik sıvı hücrelerarası alanda birikmeye başlar. Bu birikme özellikle kol ve bacaklarda şişlik, cilt ve doku değişiklikleriyle kendini gösterebilir. Lenfödeme bağlı şişlik yüz, boyun, karın veya cinsel organlarda da görülebilir. Lenfödem neden görülür? Genetik(Aile öyküsü) Enfeksiyon Radyoterapi (Kanser sonrası) Cerrahi ameliyat sonrası Travma Tümör Lenfödem rehabilitasyonu nasıl uygulanır? Lenfödem rehabilitasyonunda altın standart olarak görülen prosedür “Kompleks Dekonjestif Terapi (KDT)”dir. KDT prosedürü şu aşamaları içermektedir: -Manuel Lenf Drenajı -Kompresyon Bandajlama -Egzersiz -Cilt Bakımı -Hasta Eğitimi Lenfödem ilerleyici bir hastalıktır, erken tanı tedavide büyük bir önem taşır. İçeriklerimiz bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.